Kastamonu Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen program, Şehit Şerife Bacı ve Atatürk Anıtına çelenk sunumu ile başladı. Çelenk sunumunun ardından okunan İstiklal Marşı’ndan sonra program, Kastamonu Halk Eğitim Merkezinde devam etti. Kastamonu Halk Eğitim Merkezinde düzenlenen programa Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz, Vali Karadeniz’in eşi, Garnizon Komutanı P. Alb. Gamze Aydoğdu, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Programda konuşan Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Bahçacıoğlu, 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle tüm öğretmenlerin gününü kutladığını ifade ederek, “Öğretmen; içinde yaşadığı toplumun insanlarını bilgisizlik ve cehaletin koyu karanlığından aydınlığa, uygarlığa çıkarmak için çabalayan uğraş verendir. Işığın karanlığı, hareketin durgunluğu, uyanıklığın uyku gidermesi gibi öğretmen de o kutlu gölgesi ile bilgisizliği, cehaleti gidermekte öğrencilerinin gönüllerini zenginleştirerek ufuklarını açmakta onların ve ülkemizin geleceğini şekillendirmektir” dedi.
“Öğretmenlik geçmiş zamanlardan gelecek zamana köprü kurma ve kurdurma sanatıdır”
İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Bahçacıoğlu, “Öğretmenlik geçmiş zamanlardan, şimdiki zamanlara, oradan da gelecek zamana köprü kurma ve kurdurma sanatıdır. Sınıfa girince gözler görebilme sanatıdır. O gözler ki; Mustafa Kemal gibi mavi bakış gözler o gözler ki Yunus gönüllü, yağız yürekli gözler, Fatih ruhlu gözler o gözler ki Şerife Bacı gibi kahramanlık ve fedakarlık fışkıran gözler, Mehmet Akif Ersoy gibi iman fışkıran gözler ve bu gözlerin önüne birer birer pencereler açma sanatıdır. Ve Yine öğretmenlik; Güzel ülkemin her köşesinde eğitim aşkıyla çırpınırken vatanı ve bayrağı için şehit olmayı öğretmen ve Ömer Halis Demirleri yetiştirme sanatıdır. Fedakar öğretmenlerimizin yetiştirdiği bu nesil 15 Temmuz gecesi, ilkesine, milletine ve bayrağına sahip çıktığını dosta ve düşmana bir kez daha göstermiştir” şeklinde konuştu.
“Ülke kalkınmasında en önemli sosyal rolü üstlenen öğretmenlerimizin kendilerini sürekli yenilemeleri gereklidir”
Öğretmenlik mesleğini 45 yıl boyunca sürdüren emekli öğretmen Yaşar Abasıyanık, “45 yıl süren kutsa görevimi 1 Ocak 2018 tarihinde 65 yaşımı doldurduğum için bu kurumda noktalamak zorunda kaldım. Yasalar izin verseydi sağlığım el verdiği sürece çalışma isterdim. Yarım asra yakın çalışan biri olarak öğretmenlikten başka bir şey düşünmediğim için belki de emekli olmaktan korkuyordum. Uzun yıllar çalışmanın bir başka güzelliği de bu sürede keşfettim. Gördüm ki tarihi eser statüsü kazanmışım. Hızla gelişen değişim çağımızda bir kaçınılmazdır. Ülke kalkınmasında en önemli sosyal rolü üstlenen öğretmenlerimizin kendilerini sürekli yenilemelerini ve çağın gerisinde kalmamaları gerektiğini düşünenlerdenim. Bu yüzden öğretmenlik hiç bitmeyen bir öğrenciliktir. Öğretirken öğretilerimizden çok şey öğrendiğimiz bir başka gerçektir” dedi.
“Öğretmenlik bir yaşam tarzıdır. Hayatını okula, öğrenciye adamaktır”
Öğretmenlik mesleğine yeni başlayan Nurşan Çift ise “Öğretmenlik bir yaşam tarzıdır. Hayatını okula, öğrenciye adamaktır. Mutluluğu öğrencinin başarısı mutsuzluğu öğrencinin üzüntüsü olmasıdır. Model olmaktır. Attığım her adımda ben öğretmenim diyerek örnek davranışlar sergilemektedir. Öğretmenlik aslında bir sanattır. Ve bu sanatın adı topluma yön verme sanatıdır. Peki bu kadar mı? Hayır, tabiî ki değil. Bir yanda öğretmenler sorunun değil çözümün bir parçası olur. Dolayısıyla tecrübeli öğretmenler bizim gibi öğretmenlerin davranışları ve tecrübeleri ile örnek olurlar. Yeni öğretmen modeli bir Mustafa Kemal modelidir. Yüzyıllardan beri süregelen yanlışlıklar karşısında bile onun gibi dimdik durabilmenin hikayesidir” ifadelerini kullandı.
Program daha sonra şiir okumaları, dinletiler ile devam etti.